MEHMET ÂKİF ERSOY’UN KALEMİNDEN ÇIKAN GÜÇLÜ KİTAPLAR
Türk milletinin ruhunu yakından tanıyan, sorunlarını paylaşan ve Türk evladının sahip olması gereken erdemleri kaleme alan Mehmet Âkif Ersoy, Kurtuluş Savaşı döneminde yazdığı eserler ile halka umut vermiş bir şair. İstiklal Marşımızı bizlere armağan eden Mehmet Âkif’in marşımız kadar güçlü, öğretici ve yüreklere dokunan kitaplarını yazımızda listeledik.
Mehmet Âkif’in ilk şiir kitabı “Safahat”, 1911’de yayımlanır. 44 manzume tarzında şiirden oluşan eserde dönemin sosyal ve siyasal sorunları ele alınır. Mehmet Âkif’in ileride yayımlayacağı altı şiir kitabında üslubu haline gelen eleştirel tavrı daha ilk kitabında dizelere ustalıkla dökülür. 1943’te Latin alfabesi ile tekrar basılan ikinci “Safahat” kitabında şairin kaleme aldığı yedi kitap bir kitapta toplanır; eski şiirleri ve kitapları Türkçe olarak yeniden basılır.
1912’de yayımlanan ikinci şiir kitabı “Süleymaniye Kürsüsünde”, 102 mısradan oluşur. Osmanlı İmparatorluğu’nun sosyal ve siyasal anlamda bunalımlı olduğu yıllardır. Dünyaya hükmetmiş köklü ve güçlü bir imparatorluğun çöküş günlerine tanıklık eden Mehmet Âkif, bu şiirinde halkı İslam çatısı altında bir araya getirmeye çalışır. “Süleymaniye Kürsüsünde” şiiri, dönemin bütün Türk coğrafyasını uzun yıllar dolaşarak halkı uyanışa davet eden Tatar Türkü Abdürreşid İbrahim Efendi’nin bakış açısıyla dizelere dökülür.
1913’ün ortasında kaybedilen Balkan Harbi’nden sonra kaleme aldığı 10 şiirinden oluşan “Hakkın Sesleri”, aynı yıl basılır. Mehmet Âkif bu şiirlerinde umutsuz ve öfkeli gözükse de Türk halkını ayağa kaldırmak için umut dolu dizeler kaleme alır. Sekiz ayet ve bir hadisin açıklamasına da yer verdiği kitabında çaresiz durumdaki Osmanlı Müslümanlarına İslam çatısı altında toplanma ve direnme çağrısında bulunur.
1692 mısralık tek bir şiirden oluşan “Fatih Kürsüsünde”, 1914’te basılır. “Hakkın Sesleri” ile aynı konuları işler. “Süleymaniye Kürsüsünde” olduğu gibi tek uzun manzumedir. Mesnevi nazım şekliyle yazılan eser, “İki Arkadaş Fatih Yolunda” ve “Vaiz Kürsüde” isimli iki bölümden oluşur. Mehmet Âkif, “İki Arkadaş Fatih Yolunda” bölümünde anlatıcının; “Vaiz Kürsüde” bölümünde ise vaizin kalemi olur. İki arkadaş arasında geçen uzun bir diyalogdan oluşan eserde halkın umursamazlığı, doğaya yabancılaşması gibi günümüzdekine benzer konular şiirsel bir dille işlenir.
İlk baskısını 1917’de yapan “Hatıralar”, Birinci Dünya Savaşı sırasında Mehmet Âkif’in gerçekleştirdiği seyahatlerindeki gözlemlerini anlatır. 10 şiirden oluşan kitap, 1314 mısradır. Şiirlerden dördü bazı ayet ve hadislerin manzum yorumudur. “Berlin Hatıraları” şiiri Mehmet Âkif’in İslam dünyası ile Batı’yı mukayese etmesi açısından önem taşır. “Necid Çöllerinden Medine’ye” şiirini Arabistan; “El-Uskur” şiirini ise Mısır seyahatinden sonra kaleme alır. Ülkenin içinde bulunduğu karamsar tablo bu şiirlerine de yansır.
1924’te basılan “Âsım”, dört kişinin karşılıklı konuşmasını dile getirir. 2292 mısralık bir manzum hikâyeden oluşan kitapta Mehmet Âkif, hayal ettiği ideal Müslüman Türk gençliğini ayrıntılarıyla anlatır ve bu ideal gençliğe “Asım’ın Nesli” adını verir. “Çanakkale Şehitleri” adıyla meşhur olan şiiri, kitabın sonunda yer alır. Çanakkale Savaşı’nı epik bir dille kaleme alır ve Türk toplumuna bu şiirle umut aşılar.
En çok basılan Türkçe eserlerden olan “Gölgeler”, Mehmet Âkif’in kaleme aldığı son kitabıdır. 1923’te yerleştiği Mısır’daki anılarından oluşan kitap, 1933’te Kahire’de basılır. “Gölgeler”, 41 şiirden oluşur, manzum roman olarak da bilinir. Vatanseverliği öven şiirlerinde azim ve cesaret ön plana çıkar. Her bir şiir yaşadığı döneme dair izler taşır.
1,334 okunma